Konu Başlıklarına Git
Konu Başlıkları
Yükleniyor...

Türkiye'de Özel Güvenlik Görevlilerinin Yetkileri: 5188 Sayılı Kanun Kapsamında Kapsamlı Bir Hukuki Analiz

Özel Güvenlik Yetkileri 2024: Arama, Kimlik Sorma ve Zor Kullanma | 5188 Sayılı Kanun

Türkiye'de özel güvenlik hizmetleri, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Alışveriş merkezlerinden sitelere, hastanelerden konser alanlarına kadar geniş bir yelpazede görev yapan özel güvenlik görevlilerinin (ÖGG) hangi yetkilere sahip olduğu, bu yetkilerin sınırlarının ne olduğu ve bir yetki aşımı durumunda ne gibi sonuçlarla karşılaşılabileceği hem vatandaşlar hem de kurumlar için büyük önem taşımaktadır. 5188 Sayılı Kanun ile çerçevesi çizilen bu yetkiler, genellikle genel kolluk (polis, jandarma) yetkileriyle karıştırılmakta ve bu durum çeşitli hukuki anlaşmazlıklara zemin hazırlamaktadır. Bu kapsamlı analiz, özel güvenlik görevlilerinin kimlik sorma, arama, zor kullanma gibi temel yetkilerini, bu yetkilerin hukuki dayanaklarını, sınırlarını ve Yargıtay kararları ışığında sahadaki uygulamalarını detaylı bir şekilde ele alarak konuya netlik kazandırmayı amaçlamaktadır.

Türkiye'de Özel Güvenlik Görevlilerinin Yetkileri: 5188 Sayılı Kanun Kapsamında Kapsamlı Bir Hukuki Analiz

Giriş: Özel Güvenlik Hizmetlerinin Hukuki Çerçevesi ve Rolü

Türkiye'de özel güvenlik hizmetleri (ÖGH), kamunun güvenlik hizmetlerini ikame eden değil, onu tamamlayan bir unsur olarak konumlandırılmıştır. Bu hizmetlerin hukuki zeminini, 10 Haziran 2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun oluşturmaktadır. Bu Kanun'un temel felsefesi, artan ve çeşitlenen güvenlik ihtiyaçlarına cevap verirken, bu alanda faaliyet gösteren kişi ve kuruluşları belirli bir standarda kavuşturmak, denetlemek ve profesyonelleştirmektir. Kanun, kamu kurumlarından özel işletmelere, alışveriş merkezlerinden (AVM) hastanelere, havalimanlarından spor müsabakaları ve konser gibi büyük organizasyonlara kadar geniş bir yelpazede sunulan fiziki ve elektronik güvenlik hizmetlerini kapsamaktadır.

Özel Güvenlik, Genel Kolluk ve Özel Kolluk Ayrımı

Özel güvenlik görevlilerinin (ÖGG) yetkilerini doğru anlamak için, hukuki statülerini genel kolluk ve özel kolluktan net bir şekilde ayırmak elzemdir.

  • Genel Kolluk: Polis ve Jandarma gibi birimlerden oluşan genel kolluk, devletin genel emniyet ve asayişinden sorumlu, anayasal ve yasal yetkilerini ülkenin tamamında veya sorumlu oldukları coğrafi bölgelerde kullanan silahlı devlet güçleridir. Yetkileri geniş ve süreklidir.

  • Özel Güvenlik Görevlisi (ÖGG): ÖGG'ler ise, genel kolluğun aksine, yetkilerini sadece 5188 Sayılı Kanun ile kendilerine tanınan sınırlar içinde, belirlenmiş bir "görev alanı" ve "görev süresi" dahilinde kullanabilen sivil kişilerdir. Temel rolleri, kamu güvenliğini tamamlayıcı nitelikte, önleyici güvenlik hizmeti sunmaktır.

  • Özel Kolluk: Belediye zabıtası, gümrük muhafaza veya orman muhafaza memurları gibi, kendi özel kanunları uyarınca belirli ve sınırlı kamusal görevleri ifa etmek üzere kurulmuş kolluk birimleridir. ÖGG'ler bu kategoriye dahil olmayıp, 5188 Sayılı Kanun ile kendilerine özgü bir hukuki statüye sahiptirler.

ÖGG'nin "Kamu Görevlisi" Statüsü: İki Ucu Keskin Kılıç

5188 Sayılı Kanun'un 23. maddesi, ÖGG'lerin hukuki statüsünü tanımlayan en kritik hükümlerden biridir. Bu maddeye göre, ÖGG'ler görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı "kamu görevlisi gibi" cezalandırılırlar. Aynı şekilde, görevleri nedeniyle ÖGG'lere karşı işlenen suçlar da "kamu görevlisine karşı" işlenmiş sayılır ve failleri daha ağır cezalarla yargılanır.

Bu statü, ÖGG'ye bir yandan yasal bir koruma kalkanı sunar; görevini ifa ederken maruz kalacağı bir saldırı, kamu görevlisine yapılmış sayılacağından daha ağır cezalandırılır. Ancak bu madalyonun diğer yüzünde, çok daha ağır bir sorumluluk yatmaktadır. Devlet, kendi tekelinde olan ve kamusal güç kullanımını içeren bir yetkiyi özel sektöre devrettiği için, bu gücü kullanan kişiyi de kendi denetim mekanizmalarına tabi tutar. Bu nedenle, bir ÖGG'nin yetkisini aşması, sıradan bir vatandaşın işleyeceği bir suçtan farklı olarak, kamusal gücün kötüye kullanılması olarak değerlendirilir ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddeleri uyarınca çok daha ciddi cezai sonuçlar doğurur. Bu ikilem, ÖGG'lerin ve onları istihdam eden yöneticilerin görevlerini ifa ederken sürekli göz önünde bulundurmaları gereken hassas bir hukuki denge noktasıdır.

Bölüm 1: Özel Güvenlik Görevlilerinin Temel Yetkileri ve Sınırları

ÖGG'lerin yetkileri, genel kolluğun aksine genel ve mutlak değildir; kanunla açıkça ve sınırlı olarak sayılmıştır. Bu yetkilerin kullanımı, belirli yer, zaman ve koşullara sıkı sıkıya bağlıdır.

1.1. Kimlik Sorma Yetkisi: Kapsam, Koşullar ve Rıza Unsuru

  • Yasal Dayanak ve Kapsam: ÖGG'lerin kimlik sorma yetkisi, 5188 Sayılı Kanun'un 7. maddesinde tahdidi (sınırlı) olarak sayılan yerlerde geçerlidir. Bu yerler; toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri gibi etkinlikler ile cenaze ve düğün törenleri, havaalanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesisleridir. Bu sayılanlar dışındaki yerlerde (örneğin bir AVM veya site girişinde genel bir kimlik sorma yetkisi) kanunda açıkça belirtilmemiştir.

  • Kimlik Sorma vs. Kimlik Tespiti: ÖGG'ler, kişiden kimliğini göstermesini isteyebilir. Bu, "kimlik sorma" yetkisidir. Ancak genel kolluk gibi, sorgulama yaparak veya kişiyi bu amaçla alıkoyarak "kimlik tespiti" yapma yetkileri bulunmamaktadır.

  • Rıza Unsuru ve Sonuçları: ÖGG'nin yetki kullanımının temelinde "rıza" ilkesi yatar. Bir kişi kimliğini göstermeyi veya kontrol edilmeyi reddederse, ÖGG zor kullanamaz veya bu konuda ısrarcı olamaz. Ancak bu durumda ÖGG, o kişiyi korumakla yükümlü olduğu alana almama hakkına sahiptir. Bu durum, ÖGG'nin yetkisinin bir "zorlama" değil, korunan alana giriş için bir "erişim yönetimi ve kontrol" aracı olduğunu göstermektedir. Kişi, korunan alana girme karşılığında bu kontrolü zımnen kabul etmiş sayılır; kabul etmiyorsa alana girmekten vazgeçmelidir. Bu hukuki nüans, uygulamada yaşanan birçok anlaşmazlığın temelini oluşturmaktadır.

1.2. Arama Yetkisi: Önleyici Arama ve Adli Arama Ayrımı

Arama yetkisi, belki de en çok tartışılan ve yanlış anlaşılan ÖGG yetkisidir. Bu yetkiyi "önleyici kontrol" ve "adli arama" olarak ikiye ayırmak zorunludur.

  • Önleyici Kontrol: 5188 Sayılı Kanun'un 7. maddesi, ÖGG'lere korudukları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, üstlerini dedektörle kontrol etme ve eşyalarını X-ray gibi güvenlik sistemlerinden geçirme yetkisi vermiştir. Bu, bir suçun işlenmesini önlemeye yönelik, yasal bir "kontrol" tedbiridir.

  • Adli Arama Yasağı ve Yargıtay Kararı: Bir suç şüphesi üzerine delil elde etmek amacıyla yapılan arama, "adli arama" niteliğindedir ve sadece genel kolluk tarafından, o da kural olarak hâkim kararıyla yapılabilir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi, emsal bir kararında, adli arama yetkisi bulunmayan bir ÖGG tarafından yapılan aramanın hukuka aykırı olduğuna ve bu yolla elde edilen delillerin mahkemede kullanılamayacağına hükmetmiştir. Bu karar, ÖGG'lerin birer dedektif gibi hareket edemeyeceğinin altını çizmiştir.

  • Elle Arama (Kaba Üst Araması) Yasağı ve İstisnalar: Kural olarak ÖGG'ler, kişilerin üzerini veya eşyalarını elle arayamaz. Bu yetki genel kolluğa aittir. Ancak bu kuralın dar kapsamlı istisnaları vardır:

    1. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 90. maddesi uyarınca suçüstü halinde bir kişi yakalandığında, şüphelinin kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek amacıyla, orantılı bir "kaba üst araması" yapılabilir.

    2. Genel kolluğun gözetim ve denetiminde, onların açık emriyle arama yapılabilir.

  • Cinsiyet Uyumu: Arama ve kontrollerin, aranan kişiyle aynı cinsiyetteki bir görevli tarafından yapılması yasal bir zorunluluktur.

Yargıtay'ın "adli arama yapamaz" kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (EGM) "önleyici kontrol yapabilir" açıklaması birbiriyle çelişmez; aksine birbirini tamamlar. Yargıtay, temel bir hakkı koruyarak adli süreçlerin sınırını çizerken, EGM, ÖGG'nin temel varlık sebebi olan önleyici görevin devam ettiğini teyit etmektedir. Özetle, ÖGG'nin görevi tehlikeyi kapıda tespit edip önlemek, şüpheli bir durumda ise olayı genel kolluğa devretmektir.

1.3. Yakalama Yetkisi: Koşulları, Süre ve Prosedür

ÖGG'lerin kişileri özgürlüğünden geçici olarak alıkoyma anlamına gelen yakalama yetkisi, belirli ve istisnai durumlarda mevcuttur :

  • Suçüstü Hali: Görev alanında işlenmekte olan bir suça rastlanması (CMK m. 90).

  • Aranan Şahıslar: Görev alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişilerin tespiti.

  • Koruma Amacı: Kişinin kendi vücuduna veya sağlığına yönelik mevcut bir tehlikeden korunması amacıyla (örneğin, intihara teşebbüs eden birini durdurmak).

  • Delillerin Korunması: Olay yerini ve delilleri korumak amacıyla, bunlara zarar vermeye çalışan kişileri engellemek (CMK m. 168).

Bu yetki, bir soruşturma veya yargılama yetkisi olmayıp, bir "dondurma ve devretme" yetkisidir. ÖGG, olayı anlık olarak kontrol altına alır ve durumu "en seri vasıtayla" yetkili genel kolluğa bildirmekle yükümlüdür. Yakalanan kişi ve varsa suça konu eşya, gelen genel kolluk ekibine bir tutanakla teslim edilir. Bu sürecin kasten uzatılması, ÖGG'yi "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçuyla karşı karşıya bırakabilir. Ayrıca, 18 yaşından küçüklere kelepçe takılması ve suç işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış çocukların yakalanması yasaktır.

1.4. Emanete Alma ve Suça El Koyma Yetkisi

  • Kapsam: ÖGG'ler, görev alanlarında terk edilmiş veya bulunmuş eşyayı bir tutanak karşılığında "emanete alabilir". Ayrıca, yapılan kontroller sırasında suç teşkil eden, delil olabilecek veya tehlike doğurabilecek bir eşya bulunduğunda, durumu derhal genel kolluğa bildirmek şartıyla bu eşyayı da "emanete alabilir".

  • El Koyma Farkı: "El koyma", bir eşya üzerindeki mülkiyet ve tasarruf hakkının, kişinin rızasına bakılmaksızın kamu gücüyle kaldırılmasıdır ve kural olarak hâkim kararı gerektiren bir adli işlemdir. ÖGG'lerin bu nitelikte bir "el koyma" yetkisi yoktur. Yaptıkları işlem, genel kolluk gelene kadar delillerin kaybolmasını veya bozulmasını önlemek amacıyla eşyayı "muhafaza altına alma"dır. Bu işlem mutlaka tutanakla belgelenmelidir.

1.5. İşyeri ve Konuta Girme Yetkisi: Sadece Acil ve İstisnai Hallerde

Bu yetki, Anayasa ile güvence altına alınan konut dokunulmazlığı hakkıyla doğrudan ilgili olduğu için kanunda çok sıkı şartlara bağlanmıştır. 5188 Sayılı Kanun'un 7. maddesi, bu yetkiyi sadece "yangın, deprem gibi tabiî afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme" ile sınırlandırmıştır. Hukukçular, bu hükmün son derece dar yorumlanması gerektiğini, "imdat" çağrısının da yine doğal afet benzeri, hayati tehlike içeren ve genel kolluğun müdahalesini beklemenin imkansız olduğu acil bir durumla bağlantılı olması gerektiğini belirtmektedir. Bu sınırların keyfi olarak aşılması, ÖGG'yi doğrudan TCK kapsamında "konut dokunulmazlığını ihlal" suçunun faili yapar.

Aşağıdaki tablo, ÖGG'lerin temel yetkilerini ve yasal dayanaklarını özetlemektedir.

Tablo 1: ÖGG Yetkileri ve Yasal Dayanakları

Yetki Yasal Dayanak (Kanun/Madde) Açıklama / Sınırlandırma
Kimlik Sorma 5188 sk. m. 7/b Sadece kanunda sayılan toplu etkinlik ve ulaşım tesislerinde. Rızaya dayalıdır, kimlik tespiti yapılamaz.
Arama / Kontrol 5188 sk. m. 7/a Önleyici kontrol amaçlıdır (dedektör, X-ray). Elle arama ve adli arama yapılamaz (istisnalar hariç).
Yakalama 5188 sk. m. 7/c,d,ı,j; CMK m. 90 Suçüstü, arama kararı olanlar, kişiyi koruma ve delilleri koruma amaçlıdır. Derhal genel kolluğa bildirilmelidir.
Emanete Alma 5188 sk. m. 7/g,h Terk edilmiş, bulunmuş veya suç unsuru taşıyan eşyaları genel kolluk gelene kadar muhafaza etme. Tutanak zorunludur.
Konuta Girme 5188 sk. m. 7/e Sadece doğal afet ve benzeri acil imdat halleriyle sınırlıdır.
Zor Kullanma 5188 sk. m. 7/k; TCK m. 24,25; TMK m. 981 Kademeli ve orantılı olmalıdır. Meşru savunma ve kanun hükmünü yerine getirme hallerinde kullanılabilir.
Silah Taşıma/Kullanma 5188 sk. m. 8 Sadece komisyon kararıyla izin verilen yerlerde. Kullanma şartları kanunda net değildir, genel hükümlere tabidir.

E-Tablolar'a aktar

Bölüm 2: Zor Kullanma ve Silah Taşıma Yetkisi

Zor kullanma ve silah taşıma, ÖGG'lerin en hassas ve en yüksek hukuki riski taşıyan yetkileridir. Bu yetkilerin kullanımı, katı kurallara ve ilkelere bağlanmıştır.

2.1. Zor Kullanma Yetkisinin Hukuki Dayanakları ve Kademelilik İlkesi

ÖGG'lerin zor kullanma yetkisi, birden fazla yasal zemine dayanır. 5188 Sayılı Kanun'un yanı sıra, TCK'nın meşru savunma (m. 25) ve kanun hükmünü yerine getirme (m. 24) maddeleri ile Türk Medeni Kanunu'nun zilyetliğin korunmasına (m. 981) ilişkin hükümleri de bu yetkinin kaynağını oluşturur.

Zor kullanma yetkisi, keyfi bir güç kullanımı olmayıp, "kademelilik" ilkesine tabidir. Bu ilke, direnişi kırmak için gereken gücün aşamalı olarak artırılmasını ifade eder. Bu sıralama genellikle şu şekildedir:

  1. Bedeni Kuvvet: Görevlinin kendi fiziki gücünü kullanması.

  2. Maddi Güç: Cop, kelepçe gibi teçhizatların kullanılması.

  3. Silah Kullanma: Diğer tüm yöntemlerin yetersiz kaldığı en son çare olarak başvurulacak yöntem.

2.2. Orantılılık Prensibi ve Sınırın Aşılması

Zor kullanma yetkisinin temel taşı "orantılılık" (ölçülülük) ilkesidir. Kullanılan kuvvet, karşılaşılan direniş veya saldırının boyutuyla dengeli olmalıdır. Amaç, saldırganı cezalandırmak veya ona zarar vermek değil, yalnızca yasa dışı eylemini sonlandırarak etkisiz hale getirmektir. Bu sınırın aşılması, ÖGG'yi TCK'nın "kasten yaralama" suçuna ilişkin hükümlerine göre sorumlu kılar. ÖGG'nin "kamu görevlisi" sayılması nedeniyle, bu suçtan alacağı ceza, sıradan bir vatandaşa göre daha ağır olabilir.

2.3. Silah Bulundurma, Taşıma ve Kullanma Yetkisi

  • İzin ve Belirleme: Bir görev yerinde silahlı ÖGG çalıştırılıp çalıştırılamayacağı, çalıştırılacaksa silahın cinsi ve sayısı, valilik bünyesindeki Özel Güvenlik Komisyonu tarafından yapılan risk analizine göre belirlenir. Her ateşli silah için "Özel Güvenlik Silah Taşıma/Bulundurma Belgesi" düzenlenir ve bu belge görev sırasında kimlik kartı ile birlikte taşınır.

  • Yasaklı Alanlar: Kanun, bazı hassas alanlarda silahlı ÖGG çalıştırılmasını kategorik olarak yasaklamıştır. Bunlar; eğitim ve öğretim kurumları, sağlık tesisleri, talih oyunları işletmeleri ve içkili yerlerdir. Ayrıca özel toplantılar, spor müsabakaları ve sahne gösterileri gibi etkinliklerde de ÖGG'ler silahlı görev yapamazlar.

  • Silah Kullanma Anı ve Hukuki Boşluk: 5188 Sayılı Kanun, ÖGG'nin hangi somut koşullarda silahını ateşleyebileceğini açıkça düzenlememiştir. Bu durum, mevzuattaki en önemli ve tehlikeli boşluklardan biridir. Yetkinin kullanımı, TCK'daki meşru savunma gibi genel hükümlerin yorumuna bırakılmıştır. Silah kullanma, her koşulda "en son çare" olarak kabul edilmelidir. Bu hukuki belirsizlik, silahlı bir ÖGG'nin saniyeler içinde vermesi gereken bir karar anında hem kendisi hem de işvereni için büyük bir risk oluşturmaktadır. Hatalı bir karar, ÖGG'yi "kasten adam öldürme" veya "kasten yaralama" gibi çok ağır suçlamalarla karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle, silahlı personelin eğitiminde meşru savunma koşullarının (saldırının varlığı, devamlılığı, savunmanın orantılılığı vb.) son derece detaylı işlenmesi hayati önem taşımaktadır.

Bölüm 3: Yetkilerin Çerçevesi: Görev Alanı, Süre ve Genel Kollukla İlişkiler

ÖGG'nin yetkileri sonsuz ve sınırsız değildir. Bu yetkiler, coğrafi, zamansal ve hiyerarşik olarak net sınırlarla çevrilidir.

3.1. "Görev Alanı" ve "Görev Süresi" Kavramlarının Belirleyiciliği

Temel kural, ÖGG'lerin kanunda sayılan tüm yetkilerini yalnızca özel güvenlik izninde belirtilen "görev alanı" içinde ve üniformayla çalıştıkları "görev süresi" boyunca kullanabilecekleridir. Bu sınırların dışında, bir ÖGG, diğer vatandaşlarla aynı hak ve yetkilere sahiptir. Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır:

  • Genişletilmiş Görev Alanı: Kişi koruma, para ve değerli eşya nakli gibi görevlerde, korunan kişi veya aracın bulunduğu güzergâh boyunca görev alanı devam eder.

  • Takip ve Müdahale: Görev alanına dışarıdan yapılan bir saldırıyı defetmek veya görev alanında işlenen bir suçun failini suçüstü halinde takip etmek amacıyla, makul ölçüde ve orantılı olarak görev alanı dışına çıkılabilir.

3.2. Genel Kolluğun Üstünlüğü ve Emir-Komuta Zinciri

Özel güvenlik, genel kolluğun bir alternatifi değil, yardımcısı ve tamamlayıcısıdır. Bu hiyerarşik ilişki, sahada net sonuçlar doğurur:

  • Yetki Devri: Bir olaya genel kolluk (polis veya jandarma) el koyduğu andan itibaren, yetki ve sorumluluk tamamen onlara geçer. ÖGG'nin yetkisi o an itibarıyla sona erer ve genel kolluğun talimatlarına uymakla yükümlü hale gelir.

  • Emre İtaat Yükümlülüğü: Kamu güvenliğini veya kamu düzenini ilgilendiren durumlarda, mülki idare amirlerinin (Vali, Kaymakam) ve genel kolluk amirlerinin verdiği hukuka uygun emirleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu emirlere uymamak, idari ve cezai yaptırımlara tabidir.

3.3. Özel Güvenlik Görevlilerinin Yükümlülükleri ve Yasakları

ÖGG'lerin yetkilerinin yanı sıra önemli yükümlülükleri ve uymak zorunda oldukları yasaklar da vardır.

  • Yükümlülükler: Bir suçla karşılaştığında olaya el koymak, olay yerini ve delilleri korumak, genel kolluğa derhal bildirimde bulunmak ve yakaladığı şahsı/emanete aldığı eşyayı genel kolluğa teslim etmek temel yükümlülükleridir.

  • Yasaklar:

    • Görev Dışı Çalıştırılma Yasağı: ÖGG'ler, güvenlik ve koruma hizmetleri dışında (örneğin danışma, vale, temizlik gibi) başka bir işte çalıştırılamaz. Bu yasak, sadece ÖGG'nin haklarını korumakla kalmaz, aynı zamanda asli görevi olan güvenliğe odaklanmasını sağlayarak kamu güvenliğini de temin eder. Bu yasağın ihlali, bir güvenlik zafiyeti durumunda işverenin hukuki ve tazminat sorumluluğunu ağırlaştıran bir "ağır ihmal" delili olarak kabul edilebilir.

    • Grev ve Lokavt Yasakları: ÖGG'ler greve katılamazlar ve işveren tarafından lokavt nedeniyle işten uzaklaştırılamazlar.

Aşağıdaki tablo, özel güvenlik ile genel kolluk arasındaki temel yetki farklarını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Tablo 2: Genel Kolluk ve Özel Güvenlik Yetki Karşılaştırması

Yetki Genel Kolluk (Polis/Jandarma) Özel Güvenlik Görevlisi (ÖGG)
Kimlik Sorma Evet Sınırlı/Şartlı Evet (Sadece kanunda sayılan yerlerde)
Kimlik Tespiti Evet Hayır
Önleyici Kontrol (Cihazla) Evet Evet
Adli Arama Evet (Hâkim kararıyla) Hayır
Elle Üst Arama Evet Hayır (İstisnalar hariç)
Yakalama Evet Sınırlı/Şartlı Evet (Kanundaki şartlar oluştuğunda)
Gözaltına Alma Evet Hayır
İfade Alma Evet Hayır
Delil İnceleme / Suç Soruşturma Evet Hayır
Parmak İzi / Fotoğraf Alma Evet Hayır
Silah Kullanma Evet (Geniş yetki) Sınırlı/Şartlı Evet (Son çare olarak, meşru savunma vb.)
İdari Para Cezası Kesme Evet (Trafik vb.) Hayır

E-Tablolar'a aktar

Bölüm 4: Yetki Aşımı ve Hukuki Sonuçları

ÖGG'lerin yetkilerini kanunun çizdiği sınırlar dışında kullanmaları, hem kendileri hem de çalıştıkları kurumlar için ciddi idari ve cezai yaptırımlar doğurur.

4.1. İdari Yaptırımlar ve Para Cezaları (ÖGG ve Şirketler İçin)

5188 Sayılı Kanun'un 19. ve 20. maddeleri, çeşitli usulsüzlükler için idari yaptırımlar öngörür. Bu yaptırımlar, yerel mülki amir (Vali/Kaymakam) tarafından uygulanır. Başlıca idari suçlar ve cezaları şunlardır:

  • Kimlik Kartını Başkasına Kullandırmak: ÖGG'ye idari para cezası verilir, kimlik kartı iptal edilir ve bu kişi bir daha özel güvenlik alanında çalışamaz.

  • Grev Yasağına Uymamak: ÖGG, altı ay süreyle özel güvenlik alanında görev alamaz.

  • Bildirim Yükümlülüğünü İhlal Etmek: İşe başlayan veya ayrılan ÖGG'yi 15 gün içinde valiliğe bildirmeyen kurumlara idari para cezası uygulanır.

  • Görev Dışı Çalıştırmak: ÖGG'yi koruma ve güvenlik hizmeti dışında başka bir işte çalıştıran kişi ve kurumlara, her bir eylem için ayrı ayrı idari para cezası verilir.

  • Mali Sorumluluk Sigortasını Yaptırmamak: Bu sigortayı yaptırmadan ÖGG istihdam eden yöneticilere, istihdam ettikleri her kişi için adli para cezası verilir.

4.2. Cezai Yaptırımlar: Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257) ve Diğer Suçlar

Yetki aşımı, idari yaptırımların ötesinde, TCK kapsamında ciddi suçlamalara yol açabilir.

  • Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257): Bu suç, yetki aşımlarının en yaygın cezai karşılığıdır. ÖGG'nin "kamu görevlisi" sayılması, bu suçun faili olabilmesinin önünü açar.

    • İcrai Davranışla (TCK 257/1): Görevinin gereklerine kasten aykırı davranarak bir kişinin mağduriyetine, kamunun zararına neden olmak veya bir kişiye haksız menfaat sağlamak. Cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapistir.

    • İhmali Davranışla (TCK 257/2): Görevinin gereklerini yapmakta kasten ihmal veya gecikme göstermek. Cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapistir.

  • Diğer Suçlar: Yetki aşımının şekline göre, ÖGG'ler ayrıca Konut Dokunulmazlığını İhlal, Kasten Yaralama, Tehdit, Hakaret, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma gibi suçlardan da yargılanabilirler.

5188 Sayılı Kanun'daki idari yaptırımlar ile TCK'daki cezai yaptırımlar, iç içe geçmiş bir sorumluluk ağı oluşturur. Bir yetki aşımı eylemi, hem şirkete idari para cezası getirebilir hem de ÖGG'nin ceza mahkemesinde yargılanmasına neden olabilir. Bu durum, özel güvenlik operasyonlarında hukuki uyum ve risk yönetimi süreçlerinin ne kadar kritik olduğunu göstermektedir.

Aşağıdaki tablo, kanunda belirtilen başlıca ihlalleri ve karşılığındaki yaptırımları özetlemektedir.

Tablo 3: 5188 Sayılı Kanun Kapsamındaki İdari ve Cezai Yaptırımlar (Örnekler)

İhlal Edilen Fiil İlgili Kanun Maddesi Yaptırım (Ceza) Sorumlu Kişi
Özel güvenlik izni almadan ÖGG çalıştırmak 5188 sk. m. 19/a 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası Yönetici
Çalışma izni olmayan ÖGG'yi çalıştırmak 5188 sk. m. 19/c 3 aydan 1 yıla kadar hapis (Silahlı ise ceza 1 kat artar) Yönetici
Mali sorumluluk sigortası yaptırmamak 5188 sk. m. 19/d İstihdam edilen her kişi için 150 gün adli para cezası Yönetici
Grev yasağına uymamak 5188 sk. m. 20/ı 6 ay süreyle özel güvenlik alanında görev alamama ÖGG
Kimlik kartını başkasına kullandırmak 5188 sk. m. 20/a İdari para cezası + Kimlik iptali + Sektörden men ÖGG / Yönetici
ÖGG'yi görev dışı işte çalıştırmak 5188 sk. m. 20/g Her tespit için idari para cezası Kişi, Kurum, Kuruluş
Bildirimleri zamanında yapmamak 5188 sk. m. 20/h İdari para cezası Şirket / Kurum

E-Tablolar'a aktar

Bölüm 5: Uygulamadan Örnekler ve Yargı Kararları Işığında Değerlendirmeler

Kanunun soyut hükümleri, sahadaki somut olaylar ve yargı kararlarıyla anlam kazanır.

5.1. Alışveriş Merkezleri (AVM'ler): Arama Tartışmaları ve Güvenlik Sorumluluğu

AVM girişlerindeki duyarlı kapı, dedektör ve X-ray cihazlarıyla yapılan kontroller, "önleyici kontrol" kapsamında tamamen yasaldır. Yargıtay'ın "özel güvenlik arama yapamaz" şeklindeki emsal kararı, bu önleyici kontrolleri değil, bir suç delili bulma amacıyla yapılan "adli arama" niteliğindeki elle aramaları hedef almaktadır. Diğer yandan, AVM otoparkı gibi alanlarda meydana gelen hırsızlık gibi olaylarda, mahkemeler, yeterli güvenlik önleminin (çalışan kamera, düzenli devriye vb.) alınmadığını tespit ederse, AVM yönetimi ile güvenlik şirketini oluşan zarardan müteselsilen (birlikte) sorumlu tutabilmektedir.

5.2. Hastaneler: Silah Yasağı, Hasta Yakınları ve Özel Durumlar

Hastaneler, ÖGG'lerin silahlı olarak görev yapmasının kesinlikle yasak olduğu yerlerin başında gelir. Buradaki temel görev, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek, hasta ve hasta yakınlarının güvenliğini sağlamak, kurum içindeki asayişi temin etmektir. Hastaneye girişlerde de önleyici kontrol yetkileri kullanılabilir. Ancak bir hasta veya hasta yakınının elle aranması, genel kolluk yetkisindedir. Yargı kararları, bu alanda daha çok hastanenin tıbbi müdahale ve organizasyon kusurlarından doğan sorumluluğuna odaklanmıştır.

5.3. Toplu Etkinlikler (Konser, Spor Müsabakası): Genişletilmiş Kontrol Yetkileri

5188 Sayılı Kanun, riskin yüksek olduğu bu tür kalabalık etkinliklerde ÖGG'lere açıkça kimlik sorma ve cihazlarla kontrol yapma yetkisi tanımıştır. Bu, önleyici güvenliğe verilen önemi göstermektedir. Ayrıca, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, spor müsabakalarında genel kolluğun denetim ve gözetiminde olmak kaydıyla ÖGG'lerin elle arama yapabilmesine olanak tanıyan özel bir istisna getirmiştir.

5.4. Site ve Konutlar: Hırsızlık ve Diğer Olaylarda Sorumluluk

Site güvenliğinin temel görevi, giriş-çıkışları kontrol altında tutmak ve site sakinlerinin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Site içinde meydana gelen bir hırsızlık olayında, güvenlik şirketinin veya site yönetiminin ihmali (örneğin, kamera sisteminin arızalı olması, devriyelerin aksatılması) ispatlandığı takdirde, oluşan zararın tazmininden sorumlu tutulmaları mümkündür. Yargıtay'ın bu yönde verdiği emsal kararlar mevcuttur. Güvenlik kameralarının kullanımı ise güvenlik ihtiyacı ile özel hayatın gizliliği hakkı arasında bir denge gözetilerek yapılmalı, kameraların daire içlerini gözetlemesi gibi özel hayata müdahalelerden kaçınılmalıdır.

Sonuç ve Değerlendirme: Mevcut Durum ve Öneriler

5188 Sayılı Kanun, Türkiye'de özel güvenlik sektörünü düzenleyen ve kamu güvenliğine önemli bir katkı sağlayan temel bir metindir. Ancak kanun, uygulamada bazı belirsizlik alanları ve hukuki riskler barındırmaktadır.

  • Mevzuattaki Belirsizlik Alanları: Rapor boyunca vurgulandığı üzere, özellikle "zor kullanma" ve en önemlisi "silah kullanma" yetkisinin hangi somut koşullarda kullanılacağının kanunda açık ve net bir şekilde tanımlanmamış olması, hem ÖGG'ler hem de vatandaşlar için ciddi bir hukuki belirsizlik yaratmaktadır. "Arama" ve "kontrol" arasındaki terminolojik farkın kamuoyunca tam anlaşılamaması, sahada gereksiz gerilimlere yol açmaktadır.

  • Pratik Hukuki Öneriler:

    • Güvenlik Şirketleri ve Kurumlar İçin: Personellerine, yetki ve sorumlulukları konusunda periyodik, uygulamalı ve güncel yargı kararlarını içeren hukuki eğitimler vermeleri zorunludur. Görev tanımları net bir şekilde yapılmalı, "görev dışı çalıştırma" yasağına mutlak surette uyulmalı ve sahada gerçekleşen her önemli olay (yakalama, emanete alma, zor kullanma vb.) usulüne uygun ve detaylı bir tutanakla kayıt altına alınmalıdır.

    • Özel Güvenlik Görevlileri İçin: Yetkilerinin sınırlarını (görev alanı, süre, rıza unsuru, orantılılık) bir refleks haline getirene kadar öğrenmeleri hayati önem taşır. Şüpheli bir durumla karşılaştıklarında, kendi başlarına adli bir işlem yapmaya asla kalkışmamalı, durumu kontrol altına alıp derhal genel kolluğa haber verme prensibini benimsemelidirler.

    • Vatandaşlar İçin: Haklarını (örneğin, kural olarak elle aranamayacakları) bilmeleri önemlidir. Ancak ÖGG'lerin yasal ve meşru kontrol taleplerine (örneğin, X-ray cihazından geçme, dedektörle kontrol edilme) uymaları, ortak yaşam alanlarının güvenliği için bir gerekliliktir. Bir yetki aşımıyla karşılaştıklarında ise tartışmaya girmek yerine, durumu kanıtlarıyla (tutanak, tanık, kamera kaydı) belgeleyerek ilgili mercilere (şirket yönetimi, valilik, savcılık) şikayette bulunmaları en doğru yoldur.

Sonuç olarak, özel güvenlik görevlilerinin yetkileri, kamu düzeni ile bireysel hak ve özgürlükler arasındaki hassas denge üzerine kurulmuştur. Bu dengenin korunması, tüm tarafların yasal çerçeveyi doğru anlaması ve uygulamasına bağlıdır.

RADIOFRAMELAB | Blog Öneri ve Görüş Formu

✍️ RADIOFRAMELAB • Radyo Çerçeve Laboratuvarı • Blog - Fikirlerinizi Paylaşın!

"Blogumuzu birlikte şekillendirelim!
Hangi konuların yer almasını veya yer almamasını istediğinizi bize bildirin."